Yüzde 260 Zam..!
Gündem malum, anlatacak konuşacak pek az şey kaldı günlük yaşama dair. Her yeni zamda yok artık deyip birkaç gün sonra nerdeyse iki katı kadar yapılan yeni zamma şaşırma süremiz bile günden güne kısaldı. Şaşkınlığımız yerini panik ve endişeye bıraksa da rutini devam ettirmek adına işçi işinde, çiftçi tarlasında geçinip gitme derdinde. Öyle bir nokta ki, litresine nerdeyse 30 lira ödeyeceğimiz akaryakıtı zamlanmadan depolamak için kuyruk oluşturduk yine benzin istasyonlarında. Taksicilerimiz kontak kapatsa da ne çare.. Protesto etme hakkımız baki elbet, sesimizi duyurmak, her geçen gün şiddetini artıran zam yağmuruna dayanabilmek büyük mesele. Bir de mecburiyetin var tabi, bakkala girip de o sütü o raftan alacaksın mecbur. işte orada bitiyor protesto, alsan olmuyor, almasan olmuyor. Alamasan hiç olmuyor. Öyle bir yerdeyiz ki aç kalmadığımıza sevindiğimiz, günü bitirebildiğimize şükrettiğimiz insanca yaşamanın yanına bile yaklaşamadığımız zamanlardan geçiyoruz. Nasıl biter, ne zaman düzelir bilemesek de umut etmek tek çare...Enflasyonun altında ezilmekten kurtulup başımızı kaldırabileceğimiz, market rafları önünde eğilip bükülmeden alışveriş yapabileceğimiz günler geri gelir mi bilinmez ama, litre başına 30 lira ödemek bize hiç iyi gelmeyecek gibi görünüyor. Buna alışmak kolay olmayacak gibi görünüyor. Vatandaş kontağı kapatsa toplu taşıma parası, taksici direksiyon sallamasa eve götürecek aşı, çiftçi tarlayı sürmese ayların emeği.. nerden bakarsan bak bize artık her yol zor...